Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin kadın politikası kapsamındaki yeni seferberlikle Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin 81 ile yayılacağını söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye’de Kadının Değişen ve Gelişen Konumu" konulu panelde yaptığı konuşmada, yeni bir seferberlik başlatıldığını belirtti.
Davutoğlu, "Kadına yönelik şiddet konusunda ki Özgecan'ın masum olduğu için o ifadeyi kullanarak söylüyorum, şehit edilmesinin hemen sonrasında Antalya'da yaptığım konuşmada vurguladığım, yeni bir seferberlik başlatma ihtiyacımız var. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet konusunda bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, Mardin'den bu seferberliği başlattığımızı ilan ediyorum" dedi.
Davutoğlu, ilk olarak 2006'da Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eylem Planı'nın hazırlandığını hatırlatarak, daha sonra ikinci eylem planı ile ikinci aşamaya geçildiğini anlattı.
Yeni eylem planının da 2016-2019 yıllarını kapsayacağını ve 6 ana düzenlemeden oluştuğunu bildiren Davutoğlu, bunlardan birincisinin yasal düzenlemeler, ikincisinin farkındalık oluşturma ve zihniyet dönüşümünün sağlanması, üçüncüsünün koruyucu hizmet sunumu ve şiddet mağdurlarının güçlendirilmesi, dördüncüsünün sağlık hizmetlerinin sunumu, beşincisinin kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyon ve sonuncusunun da şiddet uygulayana yönelik çalışmalar olduğunu aktardı.
Davutoğlu, şiddet uygulayana yönelik özel bir çalışma yürütme kararı aldıklarını söyledi.
Şiddet için elektronik sistem
Yasal düzenlemeler çerçevesinde, son 12 yıl içinde AK Parti iktidarları olarak devrim niteliğinde reformlar yaptıklarını ifade eden Davutoğlu, hayata geçirilen uygulamalar hakkında bilgi verdi. Yasal düzenleme anlamında tarihi bir adımın eşiğine gelindiğini belirten Davutoğlu, "Bu da 'Elektronik Destek Sistemi Pilot Uygulaması'dır. Bu,şu demek: Herhangi bir şekilde daha önce denetimli serbestlik diye hukukta adli çerçevede uyguladığımız çalışmayı, bu sefer kadına yönelik şiddet konusunda uygulayacağız. Yani, denetimli serbestlikte nasıl mahkumun nereye gittiği bir şekilde takip ediliyorsa, kadına şiddet konusunda da eğer herhangi bir tehdit söz konusuysa mağdur veya potansiyel tehdit teşkil edecek faili takip etmek üzere elektronik bir sistemi devreye sokacağız" diye konuştu.
Sistemin ilk pilot uygulamasının, bugün Ankara ve İzmir'de başlatıldığını açıklayan Davutoğlu, "Böylece, elektronik kelepçe ve mağdur takip ünitesi kullanılarak, merkezi sistemden elektronik izleme imkanı olacak" dedi.
Davutoğlu, 6284 sayılı kanunun etki analizini çalışmalarının da bitmek üzere olduğunu ifade ederek, sonuca göre yeni birtakım düzenlemelerin devreye sokulacağını bildirdi. Bu alanda üzerinde çalışma yaptıkları düzenlemelerden birinin de ihtisas hakiminin kurulması olduğunu vurgulayan Davutoğlu, bu kapsamda kadına yönelik şiddet ve benzeri konularda, özel yetiştirilmiş hukukçuların bulunacağını söyledi.
Davutoğlu, İstanbul Sözleşmesi'inin yasal uygulamaları konusunda da bazı adımların atılacağını kaydetti.
Emniyet personeli ve sağlık çalışanlarına eğitim verilecek
Farkındalık oluşturma çalışmaları kapsamında en önemli hususun, zihniyet olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Ne tedbir alırsanız alın, eğer zihniyeti dönüştürememişseniz, bu konuda bir farkındalık oluşturmamışsanız, yasal tedbirler yetersiz kalabilir" diye konuştu.
Bu çerçevede, geniş kapsamlı eğitim ve bilinçlendirme faaliyetine girileceğini aktaran Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Şu ana kadar medya çalışanları, kamu personeli ve üniversite öğrencilerinin bulunduğu 650 bin kişiye eğitim verdik. Medyaya sesleniyorum: Son Özgecan olayından sonra medyamızın özellikle, toplumsal bilinçlendirme konusunda takip ettiği yol ve yaptığı çabaları takdirle anmak istiyorum. Çok güzel, mesajların topluma yansıtılması konusunda medyamız çaba verdi. Ama, bir taraftan bu çabayı verirken bir taraftan kadına yönelik şiddet konusundaki haberlerde o kadar detaylı anlatımlara yer verildi ki sadece daha fazla reyting alabilmek için... Neredeyse, bu cinayetleri işleyenlerin, işlediği yöntemleri anlatarak benzer potansiyeli taşıyanlara ilham verecek bir kamuoyu kirlenmesi yaşandı.
Burada en büyük sorumluluklardan biri medyamızın üzerinde. Eminim, bu konuda bilinçlendirme konusunda medya, açıkladığımız eylem planına en güçlü desteği verecek kesimlerin başında gelecek."
Davutoğlu, Özgecan cinayeti sonrasında verilen her detayın, anlatılan hen şeyin, defalarca görüntülerin kamuoyu ile paylaşılmasının, Özgecan'ın anne ve babasının yüreğindeki yaranın açılmasına yol açtığını bildirdi. Kız çocuğu olan herkesin ürperdiğini anlatan Davutoğlu, "Bu tür cinayetlere mütemayil olanlarda ise bir şekilde bunu yapabileceklerine dair güç bulma imkanı gördüler. O bakımdan, medyamızın yapacağımız çalışmalara destek vermesini rica ediyorum" diye konuştu.
Emniyet ve sağlık personeli eğitime alınacak
Davutoğlu, 140 bin emniyet personeli ve 35 bin sağlık çalışanının kısa bir süre içinde eğitime alınacağını açıkladı.
Şiddetle mücadelede kanaat önderlerinin rehberliğine önem verileceğinin altını çizen Davutoğlu, şehirlerde bu kişilerin öne çıkması ve bu kişiler üzerinden toplumda bilinçlendirmenin gerçekleştirilmesine çalışacaklarını anlattı.
Davutoğlu, ilkokuldan başlayarak, lisans üstüne kadar bu konuda özel bölümlerle öğrencilerin yetiştirilmesini sağlayacaklarına dikkati çekerek, "Çok çarpıcı bir çalışmamız da iyi örnekler bazında olacak. Bu konuda, özellikle, reklam, dizi, film, kitap gibi iyi örnek teşkil eden eserler ödüllendirilecek ve bu eserlere destekler verilecek" dedi.
2011 yılında kadın konukevi uygulamasını başlattıklarını anımsatan Davutoğlu, şu anda 131 kadın konuk evinin 3 bin 382 kapasite ile hizmet verdiğini söyledi. Davutoğlu, aynı şekilde nüfusu 100 binin üzerine çıkan belediyelere de kadın konuk evi açma misyonu verdiklerini bildirdi.
Son iki yılda kadın konuk evlerinde kalan şiddet mağduru kadınlara farkındalık eğitimleri ve okuma-yazma kursları verildiğini dile getiren Davutoğlu, bu kadınların rehabilite edilmeleri için sosyal, sanatsal ve sportif faaliyetlere teşvik edildiğini ifade etti.
Davutoğlu, bu kadınlara adli yardım ve hukuki destek de sağlandığına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Eylem Planı çerçevesinde bu yıl 4 ilimizde başlattığımız aile destek programı ile olay öncesi ve sonrası müdahaleler, dana çabuk, daha etkin olacak. Şiddetin varlığı, sebepleri, sonuçları üzerinde çalışma yapmak üzere 14 pilot ilde 'Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri' kurmuştuk. Bugün itibariyle, bu 14 ildeki uygulamayı 81 ile yayıyoruz ve 'Şiddetli Mücadele Konusunda Önleme ve İzleme Merkezleri' kuruyoruz. Bu merkezler, 81 ilde de kurulacak ve hem ciddi bir envanter çalışması yapılacak hem de alınan tedbirler gözden geçirilecek.
'İhtisaslaşmış Kadın Konukevleri' modeline geçeceğiz. Şiddet mağdurlarının, konuk evi desteğinden sonra sosyal hayata katıldıkları anda nasıl davranmaları konusunda da yeni bir model geliştireceğiz ve onlara sosyal hayatta da destek vereceğiz. Şu ana kadar 33 kadın konuk evi belediyeler tarafından kuruldu. Bunlara ve bunları kurmak isteyen belediyelere de destek sağlayacağız."
ALO 183 Danışma Hattı yurtdışına da açılacak
Davutoğlu, yeni eylem planında önemli ve çarpıcı bir adım daha atıldığını belirterek, "Türkçe dışında, Kürtçe, Arapça, işaret dili ve SMS ile hizmet veren ALO 183 Danışma Hattı, artık yurtdışındaki vatandaşlarımıza da hizmet sunacak" diye konuştu. Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Yani, dünyanın neresinde olursa olsun, ALO 183 üzerinden bize ulaşılabilecek ve bu dillerde Türkçe, Kürtçe, Arapça, işaret dili ve SMS ile bu şikayetlerini iletebilecek. Almanya'da şiddete maruz kalmış bir vatandaşımız da bu hizmetlerden istifade edebilecek."
"Ortak bilgi sistemi oluşturulacak"
Davutoğlu, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı kapsamında Sağlık ile Aile ve Sosyal Politikalar bakanlıklarının protokol imzalayacaklarını vurgulayarak, İçişleri ve Adalet bakanlıklarının da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile ortak bir protokolle Eylem Planını hayata geçireceğini bildirdi.
Bakanlıklar arasında yapılan işbirliği ve eş güdümlü çalışmalar sayesinde, şiddet mağduru kadınlara yönelik sağlık hizmetlerinin çeşitliliği ve kalitesinin artırılacağına dikkati çeken Davutoğlu, şöyle dedi:
"İstanbul Sözleşmesi'nin gereği olarak cinsel şiddet mağdurları için sağlık alanında özel hizmet birimleri oluşturulacak. Hastanelerde hizmet veren birimlerin sayı ve kapasiteleri artırılacak. Sağlık çalışanları; aile içi şiddet, cinsel taciz, tecavüz ve benzeri adli vakaların tespiti ve yönlendirmesini yapabilmeleri için bilgilendirilecek. Sağlık Bakanlığı tarafından kadına yönelik şiddet kapsamında, ortak bilgi sistemi oluşturulacak. Ortak bilgi sistemiyle bütün bu çalışmalar takip edilecek. Şiddeti uygulayan ya da uygulama ihtimali bulunan kişilere zorunlu rehabilitasyon uygulaması için gerekli düzenlemeler yapılacak. Alkol, uyuşturucu ya da uyarıcı madde kullanımı ya da bağımlılığı olan kişilere hizmet veren kuruluşların sayısı ve hizmet kapasiteleri artırılacak. Yapılan çalışmalarda özellikle kadına yönelik şiddette alkol kullanımın, uyuşturucu bağımlılığının çok olumsuz etkisinin olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü o andan itibaren kişinin kendisini kontrol edememesi üzerine şiddete daha çabuk yöneldiği aşikar."
Davutoğlu, kadına yönelik şiddetle ilgili kurum ve kuruluşlar arasındaki koordinasyonun yeniden düzenleneceğini belirterek, "Bu konuda 2015-2020 yıllarını kapsayan Ulusal Eylem Planı uygulamaya konulacak. Kadınlara yönelik, Şiddet İzleme Komitesi oluşturulacak. Bu Şiddet İzleme Komitesi'nin merkezi düzenlemesi dışında, her ilde vali başkanlığında yerel bazda izleme komiteleri oluşacak. Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi kapsamında STK'lar ve kamu kurumlarıyla çalışılarak il eylem planları oluşturulacak. Türkiye artık çok çeşitlendirilmiş bir kültürel hayata sahip. Her ilin kendi özel şartları var. O bakımdan Türkiye geneli eylem planı dışında, her il için il özel eylem planları oluşturulacak. Kurumlar arası veri paylaşımıyla kadına yönelik şiddetin ulusal düzeyde izlenebilmesi için tüm verileri kapsayan ortak veri tabanı çalışması başlatılacak" dedi.
"Kız çocuklarını saymayanlar cahiliye adeti üzerinedirler"
Şiddete maruz kalan kadınların korunmasının yanında şiddet uygulayan erkeklerin rehabilite edilmesini de sağlayacaklarını belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bir anlık fevri bir davranışla yapılan davranışların ötesinde, bu şiddeti uygulayan açısından bir hastalık olduğunu düşünüyoruz. Türkiye genelinde bir fail profili çıkartılacak. Hangi tür şartlarda, ne tür şiddetlere eğilimli kişilik yapıları çıkıyor, bunların etüt çalışması tamamlanarak gerekli adımlar atılacak. Şiddet uygulayan ve uygulamayan erkeklerin farklılaştığı noktalar ortaya çıkartılacak. Özellikle ölümle noktalanan vakalar derinlemesine analiz edilerek tedbirler tespit edilecek. Faillerin rehabilitasyonu bağlamında çok kapsamlı adımlar atılacak."
Başbakan Davutoğlu, devletin her türlü tedbiri almasına ve her türlü yasal düzenlemenin yapılmasına karşın kadına yönelik şiddetin bir zihniyet meselesi olduğunun altını çizerek, "Eğer bir zihniyet devrimi yapmazsak, bu yasaların hepsi kağıt üzerinde kalabilir" ifadelerini kullandı.
Geçen Ramazan Bayramında başından geçen bir olayı anlatan Davutoğlu, ziyaret ettiği bir karakolda görevli polis memurunun babasıyla telefonda görüştüğünü, ona kaç çocuğu olduğunu sorması üzerine "3 çocuk" cevabını aldığını, bunun üzerine kendisinin daha fazla olduğu yönünde uyarıda bulunması üzerine karşısındaki kişinin "Sen kızları da mı soruyorsun" dediğini aktardı.
Kız ve erkek çocuklarının ayrı ayrı davranılmasının adeta bir cahiliye adeti olduğunu dile getiren Davutoğlu, konuşmasına söyle devam etti:
"Bizim artık bu cahiliye adetini bir kenara bırakmamız lazım. Kendi çocuğunu sayarken kız çocuklarını saymayanlar cahiliye adeti üzerinedirler. Kız çocukları erkek çocuklar gibi canımızın, ciğerimizin bir parçasıdır. Hatta korunmaları açısından daha da fazla. Bu basit gibi görünen bu olgudan başlayarak, önce kız ve erkek çocukları arasındaki ayrımların tümüne son vereceğiz. Sonra sosyal hayattaki ayrımlara son vereceğiz. Sonra da annelik gibi ulvi bir görevle ağır bir sorumluluğu omuzlarında hisseden eşlerimize sahip çıkacağız. Eşlerimize o merhamet nazarıyla bakacağız."
Muhabir: Yeşim Sert Karaaslan-Özcan Yıldırım