Kadına şiddete karşı elektronik bileklik

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı İslam, elektronik bileklik uygulamasının şiddet vakalarında da uygulanabilmesi için çalışma başlattıklarını açıkladı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, TBMM Genel Kurulu'nda milletvekillerinin Gündemdışı konuşmalarını yanıtladı.

Koruyucu ve önleyici tedbirler arasında yer alan  "Güvenlik Butonu" sistemini revize edeceklerini belirten İslam, mağdur kadınlara "güvenlik butonu" verilmesi şeklinde 2012 yılından beri uygulanan Elektronik Destek Sistemi  pilot uygulamasının etkinliğinin tek başına düşük olduğu verisini elde ettiklerini kaydetti.

Şiddet mağduru ve şiddet uygulayanın birlikte izlendiği "elektronik  bileklik" uygulamasının mağdurların korunmasında en etkin elektronik destek sistemi olduğunu ve bu sistemin Adalet Bakanlığı tarafından başarılı bir şekilde uygulandığını gördüklerini dile getiren İslam, "Söz konusu teknik takip sisteminin şiddet vakalarında da uygulanabilmesi için İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ile işbirliğine gittik. Mart 2015 itibariyle Ankara ve İzmir illerinde pilot uygulamaya başlayacağız" bilgisini verdi.

Ayrıca şiddet uygulayana yönelik çalışmaların altyapısını da hazırladıklarını ifade eden İslam, "Mağdurlara yönelik çalışmaların yanı sıra şiddet uygulayana yönelik farkındalık artırma ve rehabilitasyon çalışmalarının da önemli olduğunu düşünüyoruz. Ankara  İl  Müdürlüğü tarafından yürütülen  pilot çalışma kapsamında, tedbir kararı bulunan 75 kişiye öfke kontrolü programını uyguladık ve olumlu sonuçlar aldım" diye konuştu.

Tartışma

Bakan İslam, kürsüye geldiği sırada, CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ dışındaki tüm CHP milletvekilleri Genel Kurul'dan ayrıldı.

İslam'ın konuşmasının adından, AK Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni, ayağa kalkarak, söz almadan CHP'nin bu tutumunu eleştirdi.

TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Yeni'yi söz alamadan konuştuğu için uyardı.

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök de Yeni'ye tepki gösterdi ve özür dilemesini istedi. Gök ile Yeni arasında tartışma yaşandı. Gök, Bahçekapılı'dan, Yeni'ye kınama cezası verilmesini istedi.

Bahçekapılı, Gök'e, "Bana sözlü şiddet uyguluyorsunuz. Şiddete yönelik özel bir gün. Tavrımızın, duruşumuzun bu olması gerekir" ifadesini kullandı.

Daha sonra TBMM Genel Kurulu'nda söz alan Gök, kadın cinayetlerinin vardığı noktada iktidarın büyük payı olduğunu savundu.

"Bunların hepsi neden sonuç ilişkisidir. Yılda meydana gelen yaklaşık 300 kadın cinayetinin arkasında iktidarın uygulamaları vardır" ifadesini kullanan Gök, "Sokakta yürüme cesareti olmayan sayın Bakan Meclis kürsüsüne geldiği zaman, elbette biz de ona tepkimizi göstermek durumundayız. CHP'nin ne yapacağına ne edeceğine CHP karar verir. Biraz önce söz alan AKP'li milletvekilinin, CHP'nin niçin salonu terk ettiğine dair yüksek sesle yaptığı saygısızlığı kınıyorum, kendisine iade ediyorum. Özgecan cinayetinin arkasındaki sorumlu iktidardır, aile ve kadından sorumlu bakanın bizzat kendisidir" dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Belma Satır, partisinin Adana milletvekilleri ile birlikte Özgecan'ın ailesini ziyaret ettiklerini aktardı.

Acılarını bir derece olsun hafifletmek için destek olmaya çalıştıklarını söyleyen Satır, "Babası topluma çok büyük bir ders verdi ama bugün burada konuşulanlardan anladığım kadarıyla bu dersten hiçbirimiz nasibimizi almamışız" dedi.

"Böylesine bir günde bile birbirimize şiddet uygulamayı şiddetle kınıyorum. Şiddet sadece birisini öldürmek, cinsel taciz olmuyor,  şiddet el ile dil ile davranış ile de olabiliyor" diyen Satır, "Sayın Bakan konu hakkında bilgi verirken, protesto haktır ama bunu yapmalarını, CHP'nin özelliklekadın milletvekillerine yakıştıramadım" diye konuştu.

AK Parti'nin kurulduğu günden beri,  kadın erkek eşitliği konusunda politika ürettiğini belirten Satır, kadına yönelikşiddet konusunda kurdukları komisyonun bu konuda çalıştığını söyledi.

"Allah'ın verdiği canı Allah'tan başka kimse alamaz inancıyla kendi nefislerini tanrılaştıran tüm katilleri buradan, bu kürsüden bir kez daha lanetliyorum" diyen İslam, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin tüm dünyada hala en önemli sorun alanlarından birini teşkil ettiğini kaydetti.

Şiddet ne biçimde olursa olsun, kadınların hayatına korku ve güvensizliği soktuğunu, temel hak ve hürriyetlerini kullanmalarını engellediğini ifade eden İslam, "Sorun tüm dünyada tartışılıyor, her ülke kendine göre birtakım tedbirler alıyor ancak ne yazık ki şu ana kadar hiçbirimiz köklü bir çözüme ulaşabilmiş değiliz" diyerek, şunları söyledi:

"İzlanda'da Sosyal İşler ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Kadına Karşı Şiddet Araştırması 2008 Raporuna göre, eş ya da birlikte yaşanılan kişilerden şiddet gören kadın oranı yüzde 22, yabancı bir erkekten şiddet gören kadın oranı yüzde 42. Türkiye'de ise Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması verilerine göre 2008 yılında yakın ilişkide olunan erkekler tarafından şiddet gören kadın oranı yüzde 39,3; 2014 yılında bu rakam yüzde 35,5. Yakın ilişkide olunmayan erkekler tarafından şiddet gören kadın oranı Türkiye'de 2008 yılında yüzde 17,8; 2014 yılında bu rakam yüzde 14. Yani iddia edildiği gibi genel olarak kadına yönelik şiddet olaylarında yüzde 1400 civarında bir artıştan söz etmiyoruz, nispi de olsa bir düşüşten söz edebiliyoruz.

Ancak ülkemizde ve dünyada kadına yönelik şiddetin en korkunç biçimi olan kadın cinayetlerinde durum ne yazık ki böyle değil. Kadına yönelik şiddetin diğer türlerindeki nispi azalmaya karşılık kadın cinayetlerinde özellikle son bir yıl içinde yaklaşık yüzde 40 oranında bir artış olduğunu tespit ediyoruz. Bu artışı, ülkemizde işlenen genel cinayetlerle, tüm kesimlere, yaşlı, genç, kadın, erkek, herkese karşı işlenen cinayetlerle karşılaştırdığımız zaman yine aynı verileri alıyoruz.

2011-2013 yılları arasında cinayetler açısından bir sayısal oranlama yapıldığında yüzde 40 civarında bir artış olduğu görülüyor. Aynı yıllar içerisinde erkek cinayet kurbanlarının artış oranı yüzde 45, kadın cinayet kurbanı oranlarının artışı yüzde 37. Bu rakamlar çok acı ve çok korkunç ama yine de şunu söylemek istiyorum: Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de şiddette ne yazık ki son yıllarda ciddi bir artış var ve ne yazık ki tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hala sorunu çözmek noktasından oldukça uzaktayız. Bu kadar yaygın ve çok boyutlu bir sorunun çözümünün tek bakanlığın çalışmalarıyla bulunamayacağını hepimiz kabul ediyoruz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere tüm kamu kurum, kuruluşları ile konuyla ilgilenen tüm STK'lar, aileler, basın, tüm kadınlar ve tüm erkekler üstümüze düşeni yapmak zorundayız." 

"Ağırlaştırılmış müebbet hapis" 

İslam, bakanlığının yaptığı bazı çalışmalarla ilgili hatırlatıcı bilgiler verdi.

Bu son olayda olduğu gibi, bütün toplumu derinden etkileyen ve vicdanları yaralayan durumlarda cezai müeyyidelerin ağırlaştırılması taleplerinin seslendirilmesinin son derece anlaşılabilir bir durum olduğunu ifade eden İslam, "Bu taleplerin dile getirilmesini ve hatta tartışılmasını men etmemiz mümkün değil. Hatta kişisel kanaatimiz çok daha sert ve çok daha tavizsiz olabiliyor. Ancak bugün geçerli olan yasalarımıza göre, canavarca hisle ve acı çektirerek cinayet işlemenin cezası ağırlaştırılmış müebbet hapistir ve bu cezaya iyi hal ve benzeri indirimler uygulanmamaktadır" dedi.

Bu tür infial yaratan suçlar karşısında kamu vicdanını rahatlatacak en önemli adli ve kolluk unsurların, olayın çok çabuk aydınlatılması, faillerin en kısa sürede yakalanarak yargılanması, yasalardaki had cezanın uygulanması ve af konusunun asla gündeme getirilmemesinin olması gerektiğini ifade eden İslam, "Şimdi, Özgecan'ımızı geri getirmek ne yazık ki mümkün değil ancak bütün bu saydıklarımı yerine getirerek kamu vicdanını rahatlatmak mümkün kılınmalıdır. Kolluk kuvvetlerimiz kısa bir sürede failleri yakalayarak olayı aydınlatmak açısından üzerlerine düşeni yerine getirdiler. Bu açıdan, özellikle, jandarma kuvvetlerimize teşekkür ediyorum. Bağımsız yargının da aynı şekilde kısa sürede mümkün olan en adil yargılamayı gerçekleştireceğine inanıyorum" diye konuştu.

"Kamuoyundaki yaygın kanaatin, yasaların yeterli olduğu fakat uygulamada sorunlar bulunduğu noktasında birleştiğini gözlemlediğimizi söyleyebilirim" ifadesini kullanan İslam, yasanın etki analizi, STK'ların yaptığı araştırma ve çalıştaylar, TBMM'de kurulan araştırma komisyonu verilerinin de yol gösterici olacağını söyledi.

İslam, "Bütün bu çalışmaların başarılı olabilmesi için sizlerin ve tüm milletimizin desteğine ihtiyacımız var. Umarız bizimle birlikte çalışmayı kabul edersiniz ve hem ülkemizde hem de dünyada bir zihniyet değişimi gerçekleştirmeye muvaffak oluruz. Şimdi, tüm kadınlar ve erkekler, konuya duyarlı tüm kesimler birbirimize tutunmak ve bu zihniyet değişimini başarmak mecburiyetindeyiz. İnsanlığın selameti için başka çaremiz yok" dedi.

Muhabir: Alp Özden-Coşkun Ergül

Yorum

e-Mail adresiniz yayınlanmayacaktır. Lütfen * işaretli alanları doldurunuz.

*

İçerik Yanı Reklam 1