Ukraynadaki Çernobil nükleer santralinin patlamasi üzerine yasanan felaketten bu yana tam 25 yil geçti. Ancak o dönemde kirlenmis süt ve süt ürünleri tüketen çocuk ve gençler hala felaketin izlerini tasiyor.
Ulusal Kanser Enstitüsü tarafindan geçtigimiz Persembe yayinlanan bir rapora göre bu kisilerde tiroit kanseri görülme riski digerlerine oranla çok daha fazla.
Arastirma radyoaktif iyodun tiroit bezlerinde birikerek kansere neden oldugu süphelerini dogrular nitelikte. Bu gibi durumlarda tiroit bezlerindeki radyoaktif maddenin birikmesini önlemek için hastalara potasyum iyodür veriliyor. Ancak o dönemde Rus hükümetinin risk altinda olan herkese bu takviyeyi saglayamadigi biliniyor.
Radyoaktif iyot etkisini 8 günde kaybediyor. Çernobil faciasinda bu maddenin nükleer santral disinda Saglik problemine neden olacak ölçülerde bulunmadigi düsünülmüstü. Ancak izotopu inekler araciligiyla süte geçip kirlilige neden oldugu için, süt ve süt ürünleri tüketen çocuklar risk grubuna giriyor.
Ulusal Kanser Enstitüsü tarafindan yürütülen uluslar arasi çapli bir arastirma kapsaminda Çernobil kazasinin etkileri yillardir gözlemleniyor. Yayinlanan raporda o dönemde 18 yas altinda olan ve kazanin çevresindeki bölgelerde yasamis 12,500 kisinin saglik durumlari sunuluyor. Söz konusu kisilerin tiroit bezleri kazadan sonraki 2 ay içerisinde radyoaktivite testine tabi tutulmustu.
Arastirmacilarin bulgularina göre maddeye en çok maruz kalan kisilerin ileriki yillarda kansere yakalanma riski en yüksek olarak belirlenmis; ve arastirma dahilindeki kisilerin \%65’lik kismi 10 yil içerisinde tiroit kanserine yakalanmistir.
Aslina bakilirsa henüz radyoaktif iyoda maruz kalmaya bagli olarak ortaya çikan tiroit kanseri vakalarinda herhangi bir düsüs görülmemistir. 2. Dünya Savasi ardindan Japonya’da yapilan bir arastirma, tiroit kanseri riskinin ancak 30 yil sonra düsüse geçtigini fakat 40 yil sonrasina kadar yine de normal seviyenin üzerinde seyrettigini göstermisti.
Arastirmanin ortak yazarlarindan biri ve Kanser Enstitüsü’nde radyasyon epidemiyologu olan Dr. Alina V. Brenner, “ Bu arastirma radyoaktif kaynakli tiroit kanseri riskini dogrulamaktadir. Ancak tiroit kanseri genellikle öldürücü bir kanser türü degildir. Eger tespit edilir ve gerekli süre zarfinda tedavi edilirse, iyilesme görülmektedir,” dedi.
Bu arastirmanin Fukushima Daiichi nükleer santrali krizinin ortasinda yayinlanmis olmasi ise ilginç ama tamamen bir tesadüf.
Kaynak: www.milliyet.com.tr