İçimizden sessiz olarak düşünceler geçerken, sanki o sözleri sesli konuşuyormuşuz gibi beyin dalgaları yaratıldığının anlaşılması değişik bir araştırmaya yol açtı.
Frontiers in Neuroengineering ve PloS Biology dergilerinde yayımlanan iki makale buna dayanarak yapılan deneylerde, beyne konan elektrotlarla akıldan geçen sessiz sözlerin dışardan okunabileceği, yani beyin okumanın gerçekleşebileceğini göstermekte.
Bu sonuçları duyan çoğumuz, aklımızdan geçenler dışardan okunabiliyorsa artık hiçbir şey gizli değil mi sorusunu sorabilir. Fakat bu sonuç inme veya başka bir hastalık nedeniyle konuşma yetisini kaybetmiş olanlar için büyük bir ümit taşıyor.
Bir gazete veya kitap okurken okuduklarımızı sessizce içimizden tekrarlarız. Bunun anlamı beyindeki nöronların sürekli tetiklendiğidir. Araştırmacılar beyindeki bu aktivitenin dışardan algılanması ile çözümlenerek içeriğinin anlaşılıp anlaşılamayacağını araştırmak istediler. Beyne girmeden kafatası üzerinden yapılan araştırmanın istenen sonuçları vermediği anlaşılmıştı. Fakat başka tıbbi gerekçelerle zaten beyne elektrot konması gerektiğinde bu hastalar böyle bir araştırma için doğal denek oluşturdular.
Kaliforniya Üniversitesi Berkeley'den Dr. Pasley ve ekibi, daha önce epilepsi tedavisi için beyinlerine elektrot yerleştirilen hastalarla yapılan deneylerde beynin temporal lob bölgesinde nöronların seçici olarak yalnız belli frekanslar işitildiğinde duyarlık gösterdiğini bulmuşlardı. Örneğin bir grup nöron 1000hz frekansta tetiklenirken, başka bir grup 2000Hz frekansta tetikleniyordu.
Bu bulguya dayanarak öne sürülen hipoteze göre, ses işitildiğinde tetiklenen nöronlar ses işitilmeden de ama içimizden geçirilince gene tetiklenecekti. Bu amaçla düzenlenen bir deneyde elektrotlardan gelen işaretler incelendi. Beynindeki ilgili bölgeye elektrotlar takılmış yedi spilepsi hastasına önlerindeki bir ekranda belirli yazılar gösterildi. Hastalara önlerine konan bir metni önce sesli sonra sessiz içten okumaları söylendi.
Spektrogram adı verilen ve sesli okuma sırasında kaydedilen nöron işaretler sessiz okuma sırasında da gene görüldü. Her denek için böylece bir spektrogram oluşturuldu. Bu spektrogarmlar kullanılarak deneklerin aklından ne geçtiği geliştirilen algoritma sayesinde bilgisayar tarafından çözülebilir oldu.
Araştırma grubuna göre sonuçlar henüz bir cihaz yapabilecek düzeye gelmedi. Pratikte konuşamayan kişilere uygulandığında aynı sonucun alınıp alınamayacağı belli değil. Onlardan sesli işaret toplayıp algoritmanın nasıl eğitilebileceği de şimdilik belirsiz. Fakat ekip algoritmanın geliştirlmesi ve sorunların çözümü konusunda iyimser çalışmalarını sürdürmekte.
Başka bir soru, konuşma yetisini kaybedenler beyinlerine elektrot yerleştirilmesine ne derecede razı olacaklar? Ayrıca isteseler de istemeseler de akıllarından geçenler dışarıdan anlaşılabilsin mi? Herhalde cihazı kapatarak buna engel olabilirler.
Beyin okuma üzerine başka araştırmacılar çalışmalarını sürdürmekte. Hangi müziğin dinlendiği, hangi resme bakıldığı, hangi filmin izlendiği beyin işaretlerine bakılarak anlaşılabilmekte. İlerde bütün bunların beyin okuma cihazlarına yol açabileceği bir yerde insanı korkutmakta.